6 Eylül 2010 Pazartesi

Faili Malum Bir Olayla Saçlarımı Kaybettim, Acım Büyük!




Off! Daralmalarda, bunalmalardayım. Bunun bir çok sebebi var elbet ama şu an nükseden ve daraltımı kat ve kat artıran şey saçlarım! evet saçlarım, daha doğrusu bir zaman olan ama artık olmayan, değişen hatta başkalaşım yaşayan saçlarım! düz, ipek gibi, upuzun saçlarım şimdi kısacık, keçe gibi ve kıvırcık! bu duruma ben sebep oldum. nedeniyse perma denen o olmayasıca şeye merak sarmam hep...
insanoğlu doğası gereği tekdüzeliği, sıradanlığı, klişeliği sevmez; yenilik ister, değişim işter, farklılık ister... her insanda bulunan bu özelliği kimisi doğru ve yerinde kullanırken, kimisi de olayı halk dilinde söylenen "maymun iştahlılık" boyutunda yaşar. tıpkı benim gibi!
evet, sürekli yeni şeyler isteyen, her yeni ve farklı şeye ilgi duyan ve direkt balıklama atlama isteği olan biriyim. bu bende küçüklükten beri aşırı derecede görülen bir olgu. bundan kurtulamıyorum. belki kurtulmak istemiyorum. yani her seferinde sütten ağzımın yandığını sanıp kendimce bundan sonra önüme çıkan ilk yoğurdu üfleyerek yiyeceğimin sözünü versem de sanırım bu sözün geçerliliği karşıma yeni bir sütün çıkmasına kadar sürüyor ve ben her seferinde o sütü bir dikişte içip, uzun süre ağız yanması çekiyorum...
işte ağzımın yandığı zamanlardan bir zaman, şu an içinde bulunduğumuz zaman... yıllarca uzun ve düz saçtan sıkılan ben, bunun çok sıradan ve hoş olmayan bir şey oluğunu düşünerek değişimi kafama koymuştum bundan bir yıl önce. ve tüm medeni cesaretimi toplayarak o güzelim saçlara (tabi onları kaybetmeden önce hiç de böyle görünmüyorlardı gözüme) bundan 2 ay önce acımasızca kıydım! evet yaptım. tuttum o upuzun, herkesin ne güzel dediği saçları "küt" diye kestirdim. küt, evet ben şimdi bir "küt" saçlıym. üstelik bana bu değişim de az geldi bir de düzlükten gelen bıkkınlıkla bunları kıvırıverin size zahmet dedim ( o dilimi hala ıssırıyorum büyük bir pişmanlık ve sinirle!)  kuaför hanıma. o da nasıl olsa işin ucunda para var, gayet hoşnut bir şekilde gerçekleştirdi bu işi. ona da çok kızgınım. bu hayatta her şey para değildir. insan bir sorar  " hiç mi acımayacaksın bu güzel saçlara " diye. ama yok bizim insanımız egoist kardeşim! yine de genelleme yapıp herkesi tek bir pencereden yargılamak doğru değil. geçen sene de bu girişimde bulunduğumda bana " bu yaşta o güzelim saçlara yazık olur, boşver" diyen ve benim bu rezilliği bir yıl daha geç yaşamamı sağlayan kuaför beyfendiciğime minnettarım! <3... ama insanın başına ne gelirse meraktan gelir derler ya tecrübeyle sabitleyerek söylüyorum ki bir de inattan geliyormuş! çünkü ben inatla kararımdan dönmeyip yaptım işte yapacağımı, bir yıl geç olarak da olsa...
 ahh o ilk zamanlar ne de hoştu, tıpkı bir ilişkinin cicim ayları gibi. saçlarıma pembe gözlüklerle bakmışım iki ay boyunca. " aklımı seveyim nede güzel böyle küt bir marul olmak " diye eğlenmelerim sevinmelerim sadece iki ay sürdü işte... ve artık aynanın karşısına geçmekten soğudum, her seferinde " yok artık o eski uzun ve düz saçlar" diye bağıran aynalardan nefret ediyorum! ben eski saçlarımı istiyoruuummm!!! bir sabah uyandığımda saçlarım düzelmiş ve eski uzunluğuna gelmiş olsun istiyoruuum!!!...
sanırım ben bu vaziyet daha en az bir yıl haykırırım... :(
ne gelir elden, bir yıl sonra saçlarım düzelmiş ve uzamış halde dönüp bu yazıyı okurken gülüp eğlenmek temennisiyle, şimdi nokta koyuyorum yazıma küt, kıvırcık saçlarım ve yanan ağzımla...